Ağaçlar tomurcuklanmaya başlıyor.
- The trees are beginning to bud.
O ağaçtaki tomurcuklar açmak üzere.
- The buds on that tree are about to pop open.
Tüm yapmanız gereken düğmeye dokunmak.
- All you have to do is touch the button.
Bir resim çekmek için yapmanız gereken bütün şey bu düğmeye basmaktır.
- All you have to do to take a picture is push this button.
Her hafta sonu Tom arkadaşlarıyla bir yerel barda bira içer.
- Tom drinks beer with his buddies at the local bar every weekend.
Tom ve ben içki arkadaşlarıyız.
- Tom and I are drinking buddies.
Onu izlesen iyi olur, ahbap.
- You'd better watch it, buddy.
Düğmelerden biri paltomdan koptu.
- One of the buttons has come off my coat.
Düğmelerinizden biri düştü.
- One of your buttons has come off.
Ağaçlar tomurcuklanmaya başlıyor.
- The trees are beginning to bud.
Ağaçlar tomurcuklanmaya başladı.
- The trees have begun to bud.
Tom, Kızılhaç rozeti takıyor.
- Tom is wearing a Red Cross button.
Lütfen VCR'a bir kaset koy ve kayıt butonuna bas.
- Please put a cassette in the VCR and press the record button.
Siz sadece butona basmalısınız.
- You have only to push the button.
Meyve bahçesi uzmanı bir elma tomurcuğunu kök gövde üzerine aşıladı.
- The orchardist grafted an apple bud onto the rootstock.
O ağaçtaki tomurcuklar açmak üzere.
- The buds on that tree are about to pop open.
Tomurcuklar açmaya başladı.
- The buds began to open.
I'd like a Bud, please.
Yeast reproduces by budding.
The trees are finally starting to bud.
I like to hang out with my buds on Saturday night.
Hey bro, want to smoke some bud?.
In this slide, you can see a yeast cell forming buds.