a bounding straight edge of an object

listen to the pronunciation of a bounding straight edge of an object
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a bounding straight edge of an object в Английский Язык Турецкий язык словарь

side
{i} kenar

Hipotenüsün karesi diğer iki kenarın kareleri toplamına eşittir. - The square of the hypotenuse is equal to the sum of the squares of the other two sides.

Bir karenin dört kenarı vardır. - A square has four sides.

side
bir yanda bulunan
side
yan taraf

Tom onun yan tarafında bir ağrı ile uyandı. - Tom woke up with a pain in his side.

Yan tarafımda bir ağrı var. - I've got a pain in my side.

side
kısım
side
(with/against ile) tarafını tutmak
side
yön

Bugün size başka bir yönümü göstereceğim. - Today I'm going to show you another side of me.

Hayata her zaman olumlu yönden bak. - Always look on the bright side of life.

side
bölüm
side
{i} 1. yan, taraf: Which side of the box has a label on it? Kutunun hangi tarafı etiketli? The house was on the side of a hill. Ev bir tepenin
side
{f} against -e karşı olmak
side
(isim) yan, taraf, kenar, kıyı, böğür, bölüm, taraftar, takım [brit.], hava, çalım
side
etek taraftarlar
side
{i} böğür
side
{i} takım [brit.]
side
yanda veya yandan olan
side
{i} kıyı
side
(sıfat) yan, yandaki, yanındaki, ikincil, ikinci derecede
side
ikinci
Английский Язык - Английский Язык
side
a bounding straight edge of an object

    Расстановка переносов

    a bounding straight edge of an ob·ject

    Турецкое произношение

    ı baundîng streyt ec ıv ın ıbcekt

    Произношение

    /ə ˈboundəɴɢ ˈstrāt ˈeʤ əv ən əbˈʤekt/ /ə ˈbaʊndɪŋ ˈstreɪt ˈɛʤ əv ən əbˈʤɛkt/
Избранное