Dün onyedinci doğumgünümdü.
- Yesterday was my seventeenth birthday.
Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
- I got you a pen as a birthday present.
Stajyer, görevin yüküne dayanamadı.
- The trainee could hardly bear the burden of the task.
Korkarım ki sana bir yük olacağım.
- I am afraid I'll be a burden to you.
Sorumluluk omuzda hafiftir.
- The burden is light on the shoulder.
Size sorunlarımı yüklemek istemiyorum
- I don't want to burden you with my troubles.
O, doğuştan bir Amerikalıdır.
- She is an American by birth.
O, doğuştan görme özürlüdür.
- She has been blind from birth.
Birçok ebe geleceğe doğurmak için gereklidir.
- Many midwives are needed in order to give birth to the future.
Kadın doğurur ve erkekler doğurmaz.
- Women give birth and men do not.
Sami'nin doğumu evlilik dışı bir ilişkiden kaynaklandı.
- Sami's birth resulted from an extramarital affair.
Size sorunlarımı yüklemek istemiyorum
- I don't want to burden you with my troubles.
Ben bu sorumluluğu Tom'a yükleyemem.
- I can't burden Tom with that responsibility.
Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
- I got you a pen as a birthday present.
Bugün Haziran'ın 18'i ve bugün Muiriel'in doğum günü!
- Today is June 18th and it is Muiriel's birthday!
Ağır vergi yükü altındaydılar.
- They were burdened with heavy taxes.
Her birth father left when she was a baby; she was raised by her mother and stepfather.
Biological evolution created a human mind that enabled cultural evolution, which now outpaces and outclasses the force that birthed it.
He was of noble birth, but fortune had not favored him.
... to be giving birth to my own head." [ Laughter ] ...
... You are about to witness the birth of your original ancestors, ...