Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
- We must sleep at least seven hours a day.
Ben okula gitmeden önce bir saatlik koşuya vakit ayırdım.
- I put in an hour of jogging before I go to school.
Birkaç sayfa ingilizceyi çevirmek iki saatten daha fazla zamanımı aldı.
- It took me more than two hours to translate a few pages of English.
Çocukken odamda yalnız başına kitap okuyarak çok fazla zaman geçirdim.
- When I was a child, I spent many hours reading alone in my room.