aşağıya

listen to the pronunciation of aşağıya
Турецкий язык - Английский Язык
down, downwards; downstairs
down there

There's something moving down there. - Aşağıya doğru hareket eden bir şey var.

infra
downwards
downward
1. down, downwards. 2. downstairs
kata
down

We asked him on the interphone if he could come downstairs quickly. - Çabucak aşağıya gelip gelemiyeceğini içhaberleşmede ona sorduk.

We were afraid that we might be hit by a bullet, so we ran downstairs. - Biz bir mermi tarafından vurulabileceğimizden korkuyorduk, bu yüzden aşağıya koştuk.

low

Bend down. The ceiling is very low. - Aşağıya eğil. Tavan çok alçak.

over

Tom pulled his cap down over his eyes. - Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.

below

Please see below for details. - Lütfen ayrıntılar için aşağıya bakınız.

See below for more information. - Daha fazla bilgi için aşağıya bakın.

beneath
bottom

They are examining him from top to bottom. - Onlar onu yukarıdan aşağıya muayene ediyorlar.

downstairs

Get dressed and come downstairs. - Giyin ve aşağıya gel.

Jimmy, breakfast is ready. Come downstairs. - Jimmy, kahvaltı hazır. Aşağıya gel.

downhill
aşağı
below

If you have a time, could you translate some sentences below, please? - Aşağıdaki cümleleri çevirebilir misiniz, lütfen?

Who lives in the room below? - Aşağıdaki odada kim yaşıyor?

aşağı
down

She looked at me with tears running down her cheeks. - Yanaklarından aşağı akan gözyaşlarıyla bana baktı.

Tom ran down the stairs. - Tom merdivenlerden aşağıya koştu.

aşağıya bak
look down
aşağıya inme
down stroke
aşağıya inmek
down to
aşağıya doğru
downcast
aşağıya doğru
downwards, downward
aşağıya doğru hava akımı
downdraught
aşağıya doğru olan
downward
aşağıya kadar uğurlamak
hand down
aşağıya kayma
descent down a slippery slope
aşağıya kayma
glissade
aşağıya koşmak
run down
aşağıya çekmek
draw down
aşağı
inferior

There is no reason for you to feel inferior to anyone. - Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.

The bad thing about inferiority complexes is that the wrong people have them. - Aşağılık kompleksleri hakkında kötü şey onlara yanlış insanların sahip olması.

aşağı
minus
aşağı
lowly
aşağı
lower

The actual price was lower than I had thought. - Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.

Hanover is the capital of Lower Saxony. - Hannover Aşağı Saksonya'nın başkentidir.

aşağı
hedge
aşağı
inferior to

There is no reason for you to feel inferior to anyone. - Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.

aşağı
de
aşağı
second
aşağı
bottom

Tom found the wallet he thought he'd lost after searching the house from top to bottom. - Evi baştan aşağı aradıktan sonra Tom, kaybettiğini düşündüğü cüzdanı buldu.

They are examining him from top to bottom. - Onlar onu yukarıdan aşağıya muayene ediyorlar.

aşağı
less

This book costs more or less 20 euros. - Bu kitap aşağı yukarı 20 avroya mâl oldu.

Tom and Mary are more or less the same size. - Tom ve Mary aşağı yukarı aynı bedendeler.

aşağı
(Bilgisayar) move down

We saw the parade move down the street. - Geçit töreninin caddeden aşağıya doğru ilerlediğini gördük.

aşağı
de-
aşağı
nether
aşağı
down of
aşağı
down on

The victim's body was lying face down on the rug. - Kurbanın vücudu halı üzerinde yüzü aşağıya bakacak şekilde yatıyordu.

Tom put two slices of bread into the toaster and pushed down on the lever. - Tom ekmek kızartma makinesine iki dilim ekmek koydu ve kolu aşağı itti.

yukarıdan aşağıya
top-down
aşağı
down, downstairs
aşağı
poor in quality, inferior; low in value
aşağı
commonplace, common
aşağı
the lower part, bottom
aşağı
sub

No one should be subjected to such humiliation. - Hiç kimse böyle bir aşağılanmaya maruz bırakılmamalıdır.

The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing. - Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.

aşağı
hypo
aşağı
lower, down, inferior; common, mean; less; the lower part, bottom; down, below
aşağı
infra
aşağı
the one below
aşağı
under

There was a watermill under the dam. - Barajın aşağısında bir su değirmeni vardı.

He can't be under thirty. - O otuzdan aşağı olamaz.

aşağı
downward
aşağı
downstairs

She came downstairs with a letter in her hand. - Elinde bir mektupla merdivenlerden aşağı indi.

Jimmy, breakfast is ready. Come downstairs. - Jimmy, kahvaltı hazır. Aşağıya gel.

fiyatından aşağıya satmak
to sell (something) at a price below cost
organın aşağıya kayması
ptosis
tepeden aşağıya
down the hill
tepeden aşağıya işlemleme
(Dilbilim) top down process
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение aşağıya в Турецкий язык Турецкий язык словарь

aşağı
Değeri daha az
aşağı
Bir yere göre daha alçak yerde bulunan
aşağı
Aşağıya, yere doğru
aşağı
Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri
aşağı
Niteliği düşük, kötü
aşağı
Daha küçük, daha az; değer yönünden daha az
aşağı
Bir şeyin alt bölümü
aşağı
Bayağı, adi
aşağı
Bir yere göre daha alçak yerde bulunan: "Aşağı katı, sakin ve daha sıcak olduğu için seçtik."- A. Gündüz
aşağı
Daha küçük, daha az
aşağı
Bir şeyin alt bölümü, yukarı karşıtı