ağlarım

listen to the pronunciation of ağlarım
Турецкий язык - Английский Язык
cry
{v} to weep, call, squall, yell, proclaim, blame
To make oral and public proclamation of; to declare publicly; to notify or advertise by outcry, especially things lost or found, goods to be sold, ets
a slogan used to rally support for a cause; "a cry to arms"; "our watchword will be `democracy'"
A shout or scream
A word or phrase caught up by a party or faction and repeated for effect; as, the party cry of the Tories
To shout, scream, yell
A loud utterance; especially, the inarticulate sound produced by one of the lower animals; as, the cry of hounds; the cry of wolves
Outcry; clamor; tumult; popular demand
Importunate supplication
Common report; fame
to publish the banns of, as for marriage
shed tears because of sadness, rage, or pain; "She cried bitterly when she heard the news of his death"; "The girl in the wheelchair wept with frustration when she could not get up the stairs"
If you cry something, you shout it or say it loudly. `Nancy Drew,' she cried, `you're under arrest!' Cry out means the same as cry. `You're wrong, quite wrong!' Henry cried out, suddenly excited According to the legend, she cried out that no storm was going to stop her from finishing her ride
Loud expression of triumph or wonder or of popular acclamation or favor
Public advertisement by outcry; proclamation, as by hawkers of their wares
To utter inarticulate sounds, as animals
utter aloud; often with surprise, horror, or joy; "`I won!' he exclaimed"; "`Help!' she cried"; "`I'm here,' the mother shouted when she saw her child looking lost"
The crackling noise made by block tin when it is bent back and forth
{i} network

There may be a killer who looks harmless in any social network. - Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.

The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable. - Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.

web

A big spider was spinning a web. - Büyük bir örümcek bir ağ örüyordu.

Have you ever seen a spider spinning its web? - Hiç ağını ören bir örümcek gördün mü?

net

There may be a killer who looks harmless in any social network. - Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.

As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake. - İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü.

{i} tissue
spider

This type of spider doesn't weave a web. - Bu türde örümcekler ağ örmezler.

A big spider was spinning a web. - Büyük bir örümcek bir ağ örüyordu.

(Bilgisayar) node
nett
(Matematik) reticle
grit

Tom is gritting his teeth in obvious pain. - Tom ağrıyan dişlerini gıcırdatıyor.

(Denizbilim) bunt
{i} trawl
crotch
reticulum
(Giyim) Crotch (of trousers)
net; network; (tuzak) net, mesh; (örümcek ağı) web, cobweb
mesh
diffraction grating
fishnet
reticular
filet
net for catching fish
netting
dragnet
graticule
network; spider's web; cobweb
{i} gin
{i} plexus
rete
driftnet
{i} system

The tree's root system stretches over thirty meters. - Ağacın kök sistemi otuz metre boyunca uzanır.

Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan. - Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.

{i} cobweb

There is a big cobweb in the corner. - Köşede büyük bir örümcek ağı var.

Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through. - Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.

hem ağlarım, hem giderim
She is both happy and sad (said of a girl on her wedding day)
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение ağlarım в Турецкий язык Турецкий язык словарь

apışlık
Örümcek gibi birtakım hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü
Tuzak
Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü
Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file
İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. Örümcek gibi birtakım hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. Ülke yüzeyine yaygınlaştırılmış örgü, şebeke
Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmışörgü
Ak
Pantolonun apış arasına gelen yeri
Bilgisayar ağı değişik yerlerdeki bilgisayar sistemlerini birbirine bağlayan bir veri iletişim sistemi
Oyun alanını ortadan ikiye bölen veya kale direkleri arkasına gerilen, iple yapılmış örgü. Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file
Ülke yüzeyine yaygınlaştırılmış örgü, şebeke
Tuzak: "Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü, ne ondurdu."- S. Ayverdi
Kafes biçimindeki örgü
Donun veya pantolonun apış arasına gelen yeri, apışlık
İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü
Beyaz, ak
ağlarım
Избранное