North Americans are more conservative in terms of sexual morality than Europeans.
- Kuzey Amerikalılar cinsel ahlak açısından Avrupalılardan daha tutucudur.
He thinks in terms of his own country.
- O, ülkesi açısından düşünüyor.
You must view the matter from different angles.
- Bu konuya farklı açılardan bakmalısın.
We should approach this problem from different angles.
- Bu soruna farklı açılardan yaklaşmalıyız.
Let's approach this problem from a different aspect.
- Bu probleme farklı bir açıdan yaklaşalım.
This is quite sound from a scientific aspect.
- Bu, bilimsel açıdan son derece sağlam.
I fall behind him in this respect.
- Bu açıdan onun gerisine düştüm.
The two neighbouring countries differ from each other in all respects.
- İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.
You've lost perspective.
- Bakış açısını kaybettin.
We should consider the problem from a child's perspective.
- Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz.
There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day.
- Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var.
I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant.
- Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm.
Let's look at the problem from a different point of view.
- Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.
Try to see the problem from her point of view.
- Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.
Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.
- Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.