O bir bilgisayar programcısıdır.
- She is a computer programmer.
Tom serbest çalışan bir bilgisayar programcısı.
- Tom is a freelance computer programmer.
Some of them were carrying drinks and snack while others were reading programme in order to find out more about the play.
Programladığım bu oyunlardan bazılarını denemekle ilgilenebileceğini düşündüm.
- I thought you might be interested in trying some of these games I programmed.
Kendinizi ve ailenizi televizyonun ters etkilerinden korumanın yolu, izlediğiniz programlar için daha seçici olmaktır.
- The way to protect yourself and your family from being adversely affected by television is to be more selective of the programmes you watch.