Both the brothers were out.
- Kardeşlerin her ikisi de dışarıdalardı.
Both of my parents were brought up in the country.
- Ebeveynlerimin her ikisi de ülkede yetiştirildiler.
The Brown twins, both of whom got recently married, held a party.
- Brown ikizleri, son zamanlarda her ikisi de evlendi, bir parti düzenledi.
Both of them are very cute.
- Onların her ikisi de sevimli
Either as a waiter at a restaurant or a bartender, both are OK.
- Ya restoranda bir garson olarak ya da bir barmen , her ikisi de Tamam.
Either skillful or lazy. But not both.
- Ya becerikli ya da tembel ama her ikisi değil.