Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.
- Divide the pile of documents equally, and take them one by one to either side of the room.
Hakem her iki tarafı da desteklememelidir.
- A referee should not favor either side.
Çocuklardan hiçbirini görmedim.
- I didn't see either boy.
Ebeveynlerinden hiçbirine benzemez.
- He doesn't resemble either of his parents.
Her halükarda umurumda değil.
- I don't mind either way.
Her halükarda kaybedersin.
- Either way, you lose.
Ben buna karşı değilim ama bunun lehinde de değilim.
- I'm not against it, but I'm not for it, either.
Mary güzel değil, fakat çirkin de değil.
- Mary's not pretty, but she isn't ugly, either.
Ya becerikli ya da tembel ama her ikisi değil.
- Either skillful or lazy. But not both.
Tom'un ebeveynlerinin her ikisi de o sadece bir bebekken öldüler bu yüzden onlardan herhangi birini hatırlamıyor.
- Both of Tom's parents died when he was just a baby, so he doesn't remember either one of them.
Dışarı çıkmak mı yoksa evde kalmak mı istiyorsun? Her ikisi de benim için uygun.
- Do you want to go out or stay at home? Either is OK with me.
Ya Tom ya da Mary markete gidecek, fakat ikisi değil.
- Either Tom or Mary go to the market, but not both.
Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.
- Ray was willing to corroborate Gary's story, but the police were still unconvinced that either of them were telling the truth.
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the two books.
Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the two books.
Ben, onlardan herhangi birini sevmiyorum.
- I don't like either of them.
Bu bir ya ya da konusu.
- It's a matter of either or.
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.
- You can have either of these, but not both.
Çocuklardan herhangi birini görmedim.
- I didn't see either boy.
Ben, onlardan herhangi birini sevmiyorum.
- I don't like either of them.
kullanıldığı yere gore sıfat,zamir,zarf ve bağlaç olabiliyor.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
Tom ne birayı ne de şarabı sever.
- Tom doesn't like either beer or wine.
Tom ne İngilizce ne de Fransızca konuşuyor.
- Tom doesn't speak either French or English.
Dışarı çıkmak mı yoksa evde kalmak mı istiyorsun? Her ikisi de benim için uygun.
- Do you want to go out or stay at home? Either is OK with me.
Tom'un ebeveynlerinin her ikisi de o sadece bir bebekken öldüler bu yüzden onlardan herhangi birini hatırlamıyor.
- Both of Tom's parents died when he was just a baby, so he doesn't remember either one of them.
İster evlen ister evlenme öyle ya da böyle pişman olacaksın.
- Whether you get married or not, you'll regret it either way.
Sizden biri bize katılmak ister mi?
- Would either of you like to join us?
Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün.
- Either be as you seem or seem as you are.
Ya sen ya da arkadaşın hatalı.
- Either you or your friend is wrong.
Her hands, long and beautiful, lay on either side of her face.
Either you eat your dinner or you go to your room.
And either vowd with all their power and wit, / To let not others honour be defaste .
I don't like him and I don't like her either.
... your keystrokes. All the peripherals that are attached to your computer can either be ...
... I remember for me, I had to either go to my mom. ...