It is our duty to help one another.
- Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.
He will be only too glad to help you.
- Sadece ,sana yardım etmekten çok hoşnut olacak.
Tom reached down to assist Mary to her feet.
- Tom Mary'nin ayaklarına yardım etmek için elini aşağıya doğru uzattı.
Tom will be assigned to assist you.
- Tom sana yardım etmek için görevlendirilecek.
The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.
- Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
Tom doesn't make enough money to support his family.
- Tom ailesine yardım etmek için yeterli para kazanmıyor.
Tom's only too happy to lend a hand where necessary.
- Tom sadece gerektiği yerde yardım etmekten çok mutlu.
She devoted her life to helping the handicapped.
- O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.