I had an interesting conversation with my neighbor.
- Komşumla ilginç bir sohbet yaptım.
He is one of my neighbors.
- O, komşularımdan biri.
France is adjacent to Spain.
- Fransa, İspanya ile komşudur.
My home town is adjacent to the ocean.
- Memleketim okyanusa komşu.
That country broke off diplomatic relations with the neighboring countries.
- O ülke, komşu ülkelerle olan diplomatik ilişkileri kesti.
We must promote commerce with neighboring countries.
- Komşu ülkelerle ticareti desteklemeliyiz.
I only want to be a good neighbor.
- Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
I just want to be a good neighbor.
- Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
Tom is our next door neighbor.
- Tom bizim kapı komşumuz.
Tom married the girl next door.
- Tom kapı komşusu kızla evlendi.
The Joneses go to the store.
- Komşular mağazaya gidiyor.
The boy next door fell head first from a tree.
- Komşunun çocuğu bir ağaçtan tepe üstü düştü.
The music coming from next door was loud and annoying.
- Bitişik komşudan gelen müzik yüksek ve rahatsız ediciydi.
The Joneses go to the store.
- Komşular mağazaya gidiyor.
Tom tried to be neighborly.
- Tom komşu gibi olmaya çalıştı.
I'm just trying to be neighborly.
- Sadece komşu gibi olmaya çalışıyorum.