Mary was chosen from among 500 applicants.
- Mary 500 aday arasından seçildi.
Applicants must be under thirty years old.
- Adaylar otuz yaşın altında olmalılar.
None of the candidates got a majority of the votes.
- Adayların hiçbiri oy çoğunluğunu almadı.
Winning the election was a great victory for the candidate's political party.
- Seçimi kazanmak adayın siyasi partisi için büyük bir zaferdi.
I would like to nominate Don Jones as chairman.
- Ben, başkan olarak Don Jones'u aday göstermek istiyorum.
There are six nominees for this year's prize.
- Bu yılki ödül için altı aday var.
He is a nominee in four award categories.
- O, dört ödül kategorisinde aday.
In the past I used to vote for the Democratic ticket, but from now on I'll climb on the Republican bandwagon.
- Geçmişte demokratik parti aday listesi için oy verdim fakat bundan sonra Cumhuriyetçi partiyi destekleyeceğim.
Pierce wanted to run for re-election.
- Pierce yeniden-seçilmek için aday olmak istedi.
Mary wanted to run for class president.
- Mary sınıf başkanlığı için aday olmak istedi.