Mary öteki kızlar gibi değildir.
- Mary is not like the other girls.
Birinin çözümü, ötekinin çözümünü kanıtlayabilir.
- The solution of one may prove to be the solution of the other.
Tom öbür odada uyudu.
- Tom slept in the other room.
Ben öbür yola bakmaktan kendimi tutamadım.
- I can't keep looking the other way.