(see fte)

listen to the pronunciation of (see fte)
Английский Язык - Турецкий язык

Определение (see fte) в Английский Язык Турецкий язык словарь

effort
{i} gayret

Çok az bir gayretle kitabı yazdı. - She wrote the book with very little effort.

Eğer gayret etmezse, hiç kimse İngilizceye hakim olamaz. - No one can master English if he doesn't make effort.

effort
{i} çaba

Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır. - In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.

Çabalar her zaman faydalı olmaz. - Efforts do not always pay off.

effort
(Askeri) GAYRET, ÇALIŞMA, ÇABA
effort
(Askeri) çalışma

Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu. - Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.

Çalışma çok fazla enerji alır fakat bu çabaya değer. - Study takes a lot of energy, but it is worth the effort.

effort
ceht
effort
teşebbüs
effort
çaba harcama

Amaçlarımıza ulaşmak için her zaman çaba harcamak zorundayız. - We always have to make efforts to reach our goals.

O, çaba harcamadan ağaca tırmandı. - He climbed up the tree without effort.

effort
{i} çabalama
effort
kudret
effort
effortless gayretsiz
effort
{i} girişim

Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır. - In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.

effort
{i} deneme
effort
{i} gayret, çaba, efor
effort
kendini sıkma
effort
çaba göstermeyen
effort
{i} eser
Английский Язык - Английский Язык
effort