(see coppice)

listen to the pronunciation of (see coppice)
Английский Язык - Турецкий язык

Определение (see coppice) в Английский Язык Турецкий язык словарь

stool
tabure

Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır. - This stool is made up of leather and wood.

Bir adam içeri geldi ve onun yanındaki tabureye oturdu. - A man came in and sat on the stool next to her.

stool
arkalıksız sandalye
stool
büyük abdest
stool
yeni filiz vermek
stool
(botanik) yeni filiz veren (eski) kök veya kütük
stool
dışkı defetmek. 1
stool
oturak, lâzımlık
stool
iskemle, tabure
stool
ayak taburesi
stool
çığırtkan kuş
stool
{i} filizlenen kütük
stool
{i} dışkı, kazurat; gaita
stool
yeni filiz veren eski kök veya kütük
stool
yeni filiz
stool
{i} lazımlık
stool
{i} büyük aptes
stool
(Tıp) Defihacet matiyer fekal, büyük aptest, feçes, dışkı, gaita
stool
gammazlamak
Английский Язык - Английский Язык
stool