Английский Язык - Турецкий язык
Определение (often with up) to overcome or lose a state of intoxication в Английский Язык Турецкий язык словарь
- sober
- {s} makul
- sober
- süssüz
- sober
- düşünceli bir hale sokmak
- sober
- sarhoş olmayan
- sober
- temkinli
- sober
- gösterişsiz
- sober
- ılımlı
- sober
- ayık
O her zaman içer ama her zaman ayık görünür.
-He drinks a lot but always seems sober.
O sarhoşken, homurdanıyor ve kavga ediyor. O ayıkken, eline ne gelirse atıyor ve hiçbir şey söylemiyor.
-When he is drunk, he grumbles and fights. When he is sober, he lies on whatever comes to hand and says nothing.
- sober
- {f} ayıltmak
- sober
- {s} ölçülü
- sober
- (fiil) ayıltmak, aklını başına getirmek
- sober
- dizginlemek
- sober
- {s} akla yatkın
- sober
- (sıfat) ölçülü, aşırıya kaçmayan, makul, akla yatkın, sade, mat, gösterişsiz, ciddi, ağırbaşlı, içkide aşırıya kaçmayan
- sober
- içki etkisinde olmayan
- sober
- {s} içkinin etkisi altında olmayan; ayık
- sober
- {s} aşırıya kaçmayan
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение (often with up) to overcome or lose a state of intoxication в Английский Язык Английский Язык словарь
- sober
It took him hours to sober up.
(often with up) to overcome or lose a state of intoxication
Расстановка переносов
(often with up) to o·ver·come or lose a state of in·tox·i·ca·tionПроизношение
Resimler
История
Избранное