Kendi hırsının kurbanı oldu.
- He fell a victim to his own ambition.
Tabiri caizse, bunlar savaş kurbanlarıydı.
- These were victims of war, so to speak.
Mağdur kimselerin yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamalıyız.
- We must provide food and clothes for the victims.
... you commit some terrible crime, that kind of thing, in ...
... you miss, like, the discovery of this crime scene. And then, you know, the -- the, like, ...