There was no evidence against him found at the scene.
- Olay yerinde bulunduğuna dair ona karşı herhangi bir kanıt yoktu.
The evidence convinced us of his innocence.
- Kanıt bizi onun masumluğuna ikna etti.
They found no such proof.
- Onlar böyle bir kanıt bulmadılar.
What proof do you have that Tom was the one who stole your mother's necklace?
- Senin annenin kolyesini çalanın Tom olduğuna dair hangi kanıtın var?
The police have uncovered new evidence related to the case.
- Polis davayla ilgili yeni kanıtlar ortaya çıkarmıştır.
He presented an argument for the war.
- Savaş için bir kanıt sundu.