Bu örümcek inanılmaz derecede agresif.
- This spider is incredibly aggressive.
O, iş dünyasında başarılı olmak için yeterince agresif değil.
- He is not aggressive enough to succeed in business.
Babasının saldırganlıklarından hiçbirine sahip değil.
- He has none of his father's aggressiveness.
Tom son derece saldırgan.
- Tom is extremely aggressive.
Daha atılgan olmaya çalıştım.
- I tried to be more aggressive.
Girişken bir eylem planına ihtiyacımız var.
- We need an aggressive plan of action.
Daha girişken olman gerekiyor.
- You need to be more aggressive.
an aggressive policy, war, person, nation.
... So they offered him aggressive treatment, but they said it's ...
... And we initiated the most aggressive -- what we call ...