Japanese literature, in spite of its beauty and riches, is as yet inadequately known in the West.
- Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir.
As yet, the project is in the air.
- Proje şimdiye kadar kararlaştırılmamıştır.
So far, your action seems completely groundless.
- Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.
He has built two houses so far.
- O, şimdiye kadar iki ev inşa etti.
I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
- Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
I think Beethoven is the greatest composer who ever lived.
- Sanırım Beethoven, şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci.
I have not heard a word from him as yet.
- Şimdiye kadar ondan bir kelime duymadım.
Have you told your parents yet?
- Şimdiye kadar anne ve babana söyledin mi?
They ought to have arrived there by this time.
- Şimdiye kadar oraya varmalıydılar.
This fact was not known until now.
- Bu gerçek şimdiye kadar bilinmiyordu.
Tom had always wanted to climb Mt. Fuji, but until now, had not found the time to do so.
- Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.
Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
- Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.