I think that's enough for now.
- Sanırım o şimdilik yeterli.
Just use mine for now.
- Şimdilik sadece benimkini kullan.
The apple appeased my hunger temporarily.
- Elma, açlığımı şimdilik yatıştırdı.
Let's leave the matter as it is for the present.
- Meseleyi şimdilik olduğu gibi bırakalım.
We have decided to stay here for the time being.
- Biz şimdilik burada kalmaya karar verdik.
For the time being I want to work at that bookstore.
- Ben şimdilik o kitapçıda çalışmak istiyorum.
There will be no big typhoon for the moment.
- Şimdilik büyük tayfun olmayacak.
She is being quiet for the moment.
- Şimdilik sakinleşiyor.
As yet, everything has been going well.
- Şimdilik her şey yolunda gidiyor.
She was always staring at me for the time being.
- Şimdilik her zaman bana bakıyordu.
Well, it'll do for the time being.
- Pekâlâ, şimdilik işe yarar.