We are born crying, spend our lives complaining, and die disappointed.
- Biz ağlayarak doğarız, hayatlarımızı şikayet ederek geçiririz ve hayal kırıklığına uğramış olarak ölürüz.
Try not to spend so much time complaining about things you can't change.
- Değiştiremediğin şeyler hakkında şikâyet ederek çok fazla zaman harcamaya çalışma.
He never sees me without complaining about his wife.
- Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.
I'm fed up with your constant complaining.
- Ben sürekli şikâyet etmenden bıktım.
They do nothing but complain.
- Onlar şikâyet etmekten başka bir şey yapmıyorlar.
It is no use complaining about the weather.
- Havadan şikâyet etmen bir işe yaramaz.