He has been the chief of his tribe for 35 years.
- O otuz beş yıldır kabilesinin şefidir.
He is the chief of my department.
- Benim bölüm şefimdir.
What do you want? asked the Indian chief. We want all the land from the North Pole to the South Pole, said the English general.
- Ne istiyorsun? diye sordu yerli şef. İngiliz general Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna kadar olan tüm araziyi istiyoruz dedi.
The conductor appeared on the stage.
- Koro şefi sahneye çıktı.
A conductor directs an orchestra.
- Bir orkestra şefi bir orkestrayı yönetir.
Mr. Jackson is our principal.
- Bay Jackson bizim şefimiz.
This Japanese chef only uses traditional Japanese knives.
- Bu Japon şefi sadece geleneksel Japon bıçakları kullanır.
Please tell the chef it was delicious.
- Lütfen şefe onun lezzetli olduğunu söyle.
Tom is the head chef at a restaurant in Boston.
- Tom Boston'daki bir restoranda baş şeftir.