It was just a joke. Lighten up!
- Sadece bir şakaydı.Aydınlat!
An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
- İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
The conversation started with friendly banter but ended in bruises.
- Konuşma dostça şakayla başladı fakat morluklarla sona erdi.
Lucy was bantered by her grandparents.
- Lucy'ye büyük ebeveynleri tarafından şaka yapıldı.
It is impudent of you to make fun of adults.
- Belden aşağı şakalar yapman terbiyesizlik.
Tom didn't think Mary's joke was funny at all.
- Tom Mary'nin şakasının komik olduğunu hiç düşünmüyordu.
The squirrel that you kill in jest, dies in earnest.
- Şakacıktan öldürdüğün sincap ciddi olarak ölür.
Life is a jest, and all things show it, I thought so once, and now I know it.
- Bir zamanlar hayatın bir şaka olduğunu, her şeyin de bunu gösterdiğini düşünürdüm. Artık biliyorum.
This had better not be some kind of prank.
- Bu bir tür eşek şakası olmasa iyi olur.
Mr. Suzuki is angry about Tom's prank.
- Bay Suziki Tom'un şakası hakkında kızgın.
Tom would often play jokes on the teacher.
- Tom çoğunlukla öğretmenle şakalar yapardı.
You should not play a joke on me.
- Siz benimle şaka yapmamalısınız.
That is the funniest joke that I have ever heard.
- Bu şimdiye kadar duyduğum en komik şaka.
I didn't crack any jokes.
- Ben hiç şaka yapmadım.
You have got to be joking!
- Şaka yapıyor olmalısın!
Tom said jokingly that he was not very rich.
- Tom şakayla çok zengin olmadığını söyledi.
You're kidding, aren't you?
- Şaka yapıyorsun, değil mi?
You've got to be kidding!
- Şaka yapıyor olmalısın!
She took my words as a joke.
- O benim sözlerimi bir şaka olarak kabul etti.
He said it merely as a joke.
- O, onu sadece bir şaka olarak söyledi.
You know me and know that I'm not joking.
- Beni tanıyorsun ve şaka yapmadığımı biliyorsun.
Tom could tell that Mary wasn't joking.
- Tom Mary'nin şaka yapmadığını söyleyebilir.
I'm not good at making jokes.
- Şaka yapmakta iyi değilim.