Tom insists on eating fruit every day.
- Tom her gün meyve yeme konusunda ısrar ediyor.
She insists on her son being innocent.
- Oğlunun masum olduğu konusunda ısrar ediyor.
The lady persisted in wearing such an old-fashioned shirt.
- Bayan böyle eski moda bir gömlek giymekte ısrar etti.
To err is human, but to persist in error is diabolical.
- Hata yapmak insana mahsustur ama hatada ısrar etmek şeytanidir.
The lawyer insisted on his innocence.
- Avukat onun suçsuzluğu konusunda ısrar etti.
The millionaire insisted on acquiring the masterpiece no matter how much it cost.
- Maliyeti ne kadar olursa olsun, milyoner sanat eserini alma konusunda ısrar etti.