According to the weather forecast, there'll be more rain on the way.
- Hava tahmini göre, daha fazla yağmur gelmek üzere.
However, Lucy is about to leave her home.
- Ancak Lucy evinden ayrılmak üzereydi.
I was about to leave my house when she rang me up.
- O beni aradığında evden ayrılmak üzereydim.
Liisa was on the verge of tears.
- Liisa ağlamak üzereydi.
Tom could see that Mary was on the verge of crying.
- Tom Mary'nin ağlamak üzere olduğunu görebiliyordu.
Tom could see that Mary was on the verge of crying.
- Tom Mary'nin ağlamak üzere olduğunu görebiliyordu.
He was just on the verge of going to sleep.
- O, tam uyumak üzereydi.