We heard someone go upstairs.
- Birinin üst kata gittiğini duyduk.
Carry the bags upstairs.
- Çantaları üst kata taşı.
That fastball was upstairs for a ball.
They can sleep in the upstairs bedroom.
The bedrooms are upstairs.
- Yatak odaları üst kattadır.
She called down from upstairs to ask what the noise was about.
- O, gürültünün ne hakkında olduğunu sormak için üst kattan seslendi.
He rented a room on the top floor in order to enjoy a good view.
- O iyi bir manzaranın tadını çıkarmak için üst katta bir oda kiraladı.
There is a restaurant on the top floor.
- En üst katta bir restoran var.