He has been in Japan for three years.
- O üç yıldır Japonya'da.
One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
- Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
Tom has been arrested more than three times.
- Tom üç kereden daha fazla tutuklandı.
Three times five is fifteen.
- Üç kere beş on beş yapar.
Measure thrice, cut once.
- üç kere düşün bir kere söyle.
Measure thrice, cut once.
- Üç kere ölç, bir kere kes.
No less than three hundred dollars was needed for the work.
- İş için en az üç yüz dolar gerekli idi.
Tom owes Mary three hundred dollars.
- Tom Mary'ye üç yüz dolar borçlu.
If I were you, I wouldn't think twice — but thrice.
- Yerinde olsam, iki kez düşünmem - ama üç kez düşünürüm.