Fuck, I cannot sleep because those damned owls are hooting so loudly.
- Lanet, uyuyamıyorum çünkü o lanet baykuşlar çok yüksek sesle ötüyorlar.
I could hear an owl hooting in the distance.
- Uzakta öten bir baykuş duyabiliyordum.
I'll be gone before the rooster crows.
- Horoz ötmeden önce gitmiş olacağım.
I heard a rooster crow and knew I'd soon have to get out of bed.
- Bir horozun öttüğünü duydum ve yakında yataktan çıkmak zorunda kalacağımı biliyordum.
I can often hear pigeons cooing outside my bedroom window.
- Ben sık sık yatak odamın penceresinin dışında güvercinlerin öttüğünü duyabiliyorum.
The pigeon is cooing in the balcony.
- Balkonda güvercin ötüyor.