This work is beyond my grasp.
- Bu iş benim kavramamın ötesindedir.
When I have finished writing the letter, I will take you to the lake about two miles beyond the hill.
- Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.
The post office is just past the bank.
- Postane tam bankanın ötesinde.
Sami was on the other side.
- Sami öteki taraftaydı.
You must, above all, be faithful to your friends.
- Her şeyin ötesinde arkadaşlarına sadık olmalısın.
Above and beyond this, he can read Hebrew.
- Bunun ötesinde İbranice okuyabilir.
Its modernization was far beyond my expectations.
- Onun modernizasyonu beklentilerimin çok ötesindeydi.
They walked three miles farther.
- Onlar üç mil öteye yürüdü.