öner

listen to the pronunciation of öner
Турецкий язык - Английский Язык
{f} proposed

He proposed that we should play baseball. - Beyzbol oynamamız gerektiğini önerdi.

The politician proposed reforms to Congress. - Politikacı Kongreye reformlar önerdi.

hold out
{f} bidding
{f} offering

Are you offering me my job back? - Bana işimi geri mi öneriyorsun?

Mrs. Tanaka, the new teacher, is offering Japanese as an extra curricular activity twice a week to interested students. - Bayan Tanaka, yeni öğretmen, Japoncayı haftada iki kez ilgili öğrencilerine müfredat dışı etkinlik olarak öneriyor.

recommend

Since I've never eaten here before, I don't know what to recommend. - Daha önce burada hiç yemediğim için ne önereceğimi bilmiyorum.

I can recommend this restaurant. - Bu lokantayı önerebilirim.

held out
suggest

I approve the suggestion. - Ben, öneriyi onaylıyorum.

Your suggestion seems reasonable. - Önerin mantıklı görünüyor.

{f} propose

Several plans were proposed. - Birkaç plan önerildi.

The president proposed a new plan. - Başkan yeni bir plan önerdi.

salt okunur öner
(Bilgisayar) read-only recommended
öner
Избранное