öldürürcesine

listen to the pronunciation of öldürürcesine
Турецкий язык - Английский Язык

Определение öldürürcesine в Турецкий язык Английский Язык словарь

öl
{f} deceased

A monument was erected in memory of the deceased. - Ölenin anısına bir anıt dikildi.

Fadil was found deceased in his apartment. - Fadıl evinde ölü bulundu.

öl
pass away

We won't let you pass away. - Ölmene izin vermeyeceğiz.

The patient may pass away at any moment. - Hasta herhangi bir anda ölebilir.

öl
{f} dying

Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer. - Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.

Thousands of soldiers and civilians were dying. - Binlerce asker ve sivil ölüyorlardı.

öl
{f} die

Ivy Bean, the oldest user of both Facebook and Twitter, died at 104. - Hem Facebook'un hem de Twitter'ın en yaşlı üyesi olan Ivy Bean, 104 yaşında öldü.

Dalida died from an overdose of sleeping pills. - Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.

öl
decease

He got down on his knees and prayed for the souls of the deceased. - Dizlerinin üzerine çöktü ve ölenlerin ruhları için dua etti.

Fadil was found deceased in his apartment. - Fadıl evinde ölü bulundu.

öl
perish

All they that take the sword shall perish with the sword. - Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.

If a mouse only has one hole, it will soon perish. - Bir farenin sadece tek bir deliği varsa, kısa sürede ölür.

öl
died

Dalida died from an overdose of sleeping pills. - Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.

Ivy Bean, the oldest user of both Facebook and Twitter, died at 104. - Hem Facebook'un hem de Twitter'ın en yaşlı üyesi olan Ivy Bean, 104 yaşında öldü.

Турецкий язык - Турецкий язык
öldüresiye
öl
ıslaklık, nem
öl
Toprağın nemi
öl
Toprağın nemi, yaşlık, höl