I borrowed the dictionary from my friend.
- Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.
Mary does not let her sister borrow her clothes.
- Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
She borrowed the book from him.
- Kitabı ondan ödünç aldı.
Would you mind if I borrowed your car?
- Arabanı ödünç alabilir miyim?
He regretted borrowing the book from her.
- Ondan kitabı ödünç aldığına pişman oldu.
The Anglo-Saxons enriched the language by borrowing words from other languages.
- Anglo Saksonlar başka dillerden sözcükler ödünç alarak dili zenginleştirdiler.