ödünç al

listen to the pronunciation of ödünç al
Турецкий язык - Английский Язык
borrow

I borrowed the dictionary from my friend. - Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.

Mary does not let her sister borrow her clothes. - Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.

{f} borrowed

She borrowed the book from him. - Kitabı ondan ödünç aldı.

Would you mind if I borrowed your car? - Arabanı ödünç alabilir miyim?

borrowing

He regretted borrowing the book from her. - Ondan kitabı ödünç aldığına pişman oldu.

The Anglo-Saxons enriched the language by borrowing words from other languages. - Anglo Saksonlar başka dillerden sözcükler ödünç alarak dili zenginleştirdiler.

ödünç al
Избранное