What you were taught is wrong.
- Size öğretilen yanlıştır.
My mother taught me how to make osechi.
- Annem bana nasıl osechi yapılacağını öğretti.
He taught me how to swim.
- O, bana yüzmeyi öğretti.
Are you a teacher or a student here?
- Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?
I know that you're a teacher.
- Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
The story is at once interesting and instructive.
- Hikaye hem ilginç hem de öğretici.
This book is both interesting and instructive.
- Bu kitap hem ilginç hem de öğretici.
All our teachers were young and loved teaching.
- Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.
I am very tired from teaching.
- Öğretmekten çok yoruldum.
Tom always stays at school as late as the teachers allow him to.
- Tom her zaman öğretmenler kendisine izin verdiği sürece geç saatlere kadar okulda kalır.
What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
- Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.