One of my dreams is to learn Icelandic.
- Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
Learning a foreign language is difficult.
- Yabancı dil öğrenmek zordur.
She is learning the piano.
- O, piyanoyu öğreniyor.
I am learning a little English.
- Ben biraz İngilizce öğreniyorum.
To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
I learned a lot about Greek culture.
- Yunan kültürü hakkında çok şey öğrendim.
I've learnt nothing from the teacher.
- Öğretmenden hiçbir şey öğrenmedim.
I learnt nothing from the teacher.
- Öğretmenden hiçbir şey öğrenmedim.