Cheese often lures a mouse into a trap.
- Peynir çoğu kez bir fareyi bir tuzağa cezbeder.
The rich are often misers.
- Zenginler çoğu kez pintidirler.
Most young adults enjoy going out at night.
- Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
Most Japanese drink water from the tap.
- Çoğu Japon, suyu musluktan içer.
The coach called off the game because many of the players were down with the flu.
- Oyuncuların çoğu grip yüzünden keyifsiz oldukları için koç oyunu iptal etti.
There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends.
- Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.
I mostly have fruit for breakfast.
- Sabah kahvaltısı için çoğunlukla meyve yerim.
The audience was mostly businessmen.
- Seyirci çoğunlukla iş adamlarıydı.
He spent most of the time at his summer home.
- O, zamanın çoğunu yazlık evinde geçirdi.
My father's little library consisted chiefly of books on polemic divinity, most of which I read.
- Babamın küçük kütüphanesi çoğu polemik tanrılığı içeren kitaplardan oluşuyordu, onların çoğunu okudum. esas oluşuyordu.
That company deals mainly in imported goods.
- O şirket çoğunlukla ithal mallar işiyle ilgilenir.
Alzheimer's disease affects mainly people older than 60 years.
- Alzheimer hastalığı çoğunlukla 60 yaşından fazla olan insanları etkiler.
People often tell me more than I want to know.
- İnsanlar çoğunlukla bana bilmek istediğimden daha fazlasını söylüyor.
Humility often gains more than pride.
- Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.