Tom drew a straight line on the paper.
- Tom kağıda düz bir çizgi çizdi.
In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.
- Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak.
The boy spends hours drawing superhero comics.
- Çocuk süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.
The girl spends hours drawing superhero comics.
- Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.
On your marks, get set, go!
- Çizgilerinize, hazırlanın, başlayın!
I like this striped shirt.
- Bu çizgili gömleği seviyorum.
I would like to try the blue striped skirt.
- Ben mavi çizgili eteği denemek istiyorum.
Tom made a dash for the front door.
- Tom ön kapı için bir çizgi yaptı.
This lucky streak won't last forever.
- Bu şanslı çizgi sonsuza dek sürmeyecek.
Tom watched a cartoon with his children after dinner.
- Tom akşam yemeğinden sonra çocukları ile birlikte bir çizgi film izledi.
Who's your favorite Disney cartoon character?
- En sevdiğin Disney çizgi film karakteri kimdir?
He will have gotten the inspiration from that animated cartoon.
- O hareketli çizgi filmden ilham almış olacak.
What's your favorite animated movie?
- En sevdiğiniz çizgi film nedir?
My hobby is reading comics.
- Hobim çizgi roman okumaktır.
He does nothing but read comics.
- O çizgi roman okumaktan başka bir şey yapmaz.
Tom stayed on the sideline.
- Tom yan çizgide kaldı.
He drew some vertical lines on the paper.
- Kağıt üzerinde bazı dikey çizgiler çizdi.
Blue lines on the map designate rivers.
- Harita üzerindeki mavi çizgiler nehirleri gösterir.
Mary likes to wear clothes with vertical stripes, because she heard they make you look thinner.
- Mary dikey çizgili giysiler giymekten hoşlanır çünkü onların daha ince gösterdiğini duymuş.
He drew some vertical lines on the paper.
- Kağıt üzerinde bazı dikey çizgiler çizdi.
He draws straight lines.
- O, düz çizgiler çizer.