For some reason, I'm happy when I see doubles.
- Nedense, çiftleri görünce mutlu oluyorum.
Everywhere you look you can see young couples kissing.
- Baktığın her yerde öpüşen genç çiftleri görebilirsiniz.
Doesn't it irritate you to see couples making out around town?
- Kasaba çevresinde cinsel ilişkide bulunan çiftleri görmek sizi rahatsız etmiyor mu?
I'd like a double room.
- Çift kişilik bir oda rica ediyorum.
The only room available is a double.
- Müsait olan tek oda bir çift kişilik.
You should take another pair of glasses when you go abroad.
- Yurtdışına giderken, bir çift gözlük daha almalısınız.
I want to buy a pair of ski boots.
- Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
The young couple fell in love with each other very soon.
- Genç çift çok kısa sürede birbirlerine âşık oldu.
The young couple went to Kyoto for fun.
- Genç çift, eğlenmek için Kyoto'ya gitti.
Twelve is an even number.
- On iki, çift bir sayıdır.
Cesar Chavez asked that strikers remain non-violent even though farm owners and their supporters sometimes used violence.
- Cesar Chavez çiftlik sahipleri ve onların destekçileri bazen şiddet kullansalar bile greve katılanların sessiz kalmalarını istedi.
I have dual citizenship.
- Benim çifte vatandaşlığım var.
Tom has dual citizenship.
- Tom'un çifte vatandaşlığı var.
Tom has a couple of tattoos, doesn't he?
- Tom'un bir çift dövmesi var, değil mi?
All Tom wanted was for Mary to play a couple of tunes on her ukulele.
- Tom'un bütün istediği Mary'nin ukelede bir çift melodi çalmasıydı.
You should take another pair of glasses when you go abroad.
- Yurtdışına giderken, bir çift gözlük daha almalısınız.
A pair of leather gloves is a must when you work with these machines.
- Bu makinelerle çalıştığında bir çift deri eldiven bir zorunluluktur.
My parents also have a farm.
- Ebeveynlerimin de bir çiftliği var.
We invited ten couples to the party.
- On çifti partiye davet ettik.
I'd like a twin room, please.
- Çift yataklı bir oda istiyorum lütfen.
Duplicates of this sentence have been deleted.
- Bu cümlenin çiftleri silindi.
They sound like a married couple.
- Onlar evli bir çift gibi görünüyor.
More and more married couples share household chores.
- Gittikçe artan sayıda evli çift ev işlerini paylaşıyor.
Sami and Layla were an ambitious young couple.
- Sami ve Leyla hırslı bir genç çiftti.
He works on the farm from morning till night.
- Sabahtan akşama kadar çiftlikte çalışıyor.
The farmer rose at sunrise and worked till sunset.
- Çiftçi gün doğumunda kalktı ve gün batımına kadar çalıştı.