Don't go picking the flowers in the flower bed, or else you'll be caught.
- Çiçeklikten çiçek toplamaya gitmeyin yoksa yakalanacaksınız.
There was a flower bed in the middle of the garden.
- Bahçenin ortasında bir çiçeklik vardı.
Don't pick flowers from the flowerbed.
- Çiçeklikten çiçekleri koparma.
He bent over to see insects in the flowerbed.
- Çiçeklikteki böcekleri görmek için eğildi.
There was a flower bed in the middle of the garden.
- Bahçenin ortasında bir çiçeklik vardı.
Don't go picking the flowers in the flower bed, or else you'll be caught.
- Çiçeklikten çiçek toplamaya gitmeyin yoksa yakalanacaksınız.
My father is watering the flowers.
- Babam çiçekleri suluyor.
All the flowers in the garden are yellow.
- Bahçedeki tüm çiçekler sarı.
He was suffering from smallpox.
- O, çiçek hastalığından çekiyordu.
I am immune to smallpox.
- Çiçek hastalığına bağışıklığım var.
Her talent blossomed early.
- Onun yeteneği erken çiçek açtı.
How beautiful the roses blossomed this summer.
- Güller bu yaz ne de güzel çiçek açtı.
I love this floral arrangement.
- Bu çiçek aranjmanını seviyorum.
I wear a floral dress.
- Çiçekli bir elbise giyiyorum.
The apple trees blossomed early this year.
- Bu yıl elma ağaçları erken çiçek açtı.
This park is famous for its cherry blossoms.
- Bu park kiraz çiçekleri ile ünlüdür.
Many flowers start blooming in springtime.
- Birçok çiçekler baharda çiçeklenmeye başlar.
Cold weather keeps many plants from blooming.
- Soğuk hava birçok bitkinin çiçek açmasını engeller.