As soon as I received the cheque, I went to the bank.
- Çeki alır almaz bankaya gittim.
She opened her purse and took out her chequebook.
- Cüzdanını açtı ve çek defterini çıkardı.
He pulled his son by the ear.
- O, oğlunun kulağını çekti.
He pulled up the weed and threw it away.
- O, otu çekti ve onu attı.
My jeans have shrunk.
- Kot pantolonum çekti.
Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit.
- Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.
He used to suffer from severe nasal congestion.
- O şiddetli burun tıkanıklığından dolayı acı çekti.
Some people in the world suffer from hunger.
- Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
She drew her gun and said:
- Silahını çekti ve dedi :
Taro drew 10,000 yen from the bank.
- Taro bankadan 10.000 yen çekti.
Roll up your right sleeve.
- Sağ elbise kolunu yukarı çek.
I find her appearance attractive.
- Onun görünümünü çekici bulurum.
I did not want to attract attention.
- Ben dikkat çekmek istemiyordum.
Tom yanked the plug from the wall.
- Tom fişi duvardan çekti.
Tom gave the rope a yank.
- Tom halata ani bir çekiş verdi.
In that language, adjectives and nouns are inflected for gender.
- O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.
The flag of the Czech Republic is almost the same as that of the Philippines.
- Çek Cumhuriyeti'nin bayrağı Filipinler'inkiyle neredeyse aynıdır.
Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots.
- Rusya, Polonya, Çek ve Bulgaristan'ın ortak Slav kökleri var.
I'd like to pay by check.
- Çek ile ödeme yapmak istiyorum.
The bank will cash your fifty dollar check.
- Banka 50 dolarlık çekini nakite çevirecek.
Tom was lured into a trap.
- Tom bir tuzağa çekildi.
Layla lured Sami to her house.
- Leyla, Sami'yi evine çekti.