There's a fountain in front of the station.
- İstasyonun önünde bir çeşme var.
Tom stopped at the water fountain to get a drink.
- Tom su içmek için bir çeşmede durdu.
There's a drinking fountain by the tennis court.
- Tenis kortu yanında bir çeşme var.
I'm not used to drinking water from the tap.
- Çeşmeden su içmeye alışık değilim.
Tap water is sometimes cleaner than bottled water.
- Kimi zaman çeşme suyu şişe suyundan daha temizdir.