There is a crack in the glass.
- Bardakta bir çatlak var.
He stopped up the crack with putty.
- Çatlağı macunla tıkadı.
The ice cracked under the weight.
- Buz ağırlığın altında çatladı.
Tom hit me in the head with my laptop. Now it's cracked!
- Tom dizüstü bilgisayarımla kafama vurdu. O şimdi çatlak!