Tom doesn't like it when Mary cracks her knuckles.
- Mary eklemlerini çatlattığında Tom sevmez.
There is a crack in the glass.
- Bardakta bir çatlak var.
The hail cracked the window.
- Dolu pencereyi çatlattı.
Tom accidentally cracked his phone's screen.
- Tom yanlışlıkla telefonunun ekranını çatlattı.