I require absolute loyalty of my employees.
- Tüm çalışanlarımdan mutlak sadakat istiyorum.
Tom has more than three hundred employees.
- Tom'un üç yüzden daha fazla çalışanı var.
Health workers aid people in need.
- Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.
I am an office worker.
- Ben bir ofis çalışanıyım.
Tom heard the shower running.
- Tom çalışan bir duş duydu.
The girl running over there is my sister.
- Orada çalışan kız kız kardeşimdir.
On Friday evenings, a group of us with spouses working overseas meet at Chuck's Bar and Grill.
- Cuma akşamları, deniz aşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar.
Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.
- Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.