Send me the best employees that money can buy. Money is no object.
- Bana paranın satın alabileceği en iyi çalışanları gönder. Para sorun değil.
Tom has more than three hundred employees.
- Tom'un üç yüzden daha fazla çalışanı var.
Almost one-third of all office workers wear spectacles.
- Hemen hemen tüm ofis çalışanlarının üçte biri gözlük takıyor.
I am an office worker.
- Ben bir ofis çalışanıyım.
Tom heard the shower running.
- Tom çalışan bir duş duydu.
The girl running over there is my sister.
- Orada çalışan kız kız kardeşimdir.
On Friday evenings, a group of us with spouses working overseas meet at Chuck's Bar and Grill.
- Cuma akşamları, deniz aşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar.
Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.
- Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.