Do you feel like going out for a walk?
- Yürüyüş için dışarı çıkmayı canın istiyor mu?
I stayed at home instead of going out.
- Dışarı çıkmak yerine evde kaldım.
Enlightenment is man's emergence from his self-incurred immaturity.
- Aydınlanma, insanın kendi kendine maruz kaldığı olgunlaşmamışlıktan ortaya çıkmasıdır.
Tom became popular among teenagers as soon as he made his debut on the screen.
- Tom ilk kez sahneye çıkar çıkmaz gençler arasında popüler oldu.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
Tom told me he couldn't wait to get out of there.
- Tom bana oradan çıkmak için bekleyemediğini söyledi.
Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
- Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
I was obliged to go out yesterday.
- Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
He was given a detention for being out after curfew.
- O, sokağa çıkma yasağından sonra dışarıda olduğu için göz altına alındı.
A curfew was imposed on the city.
- Şehirde sokağa çıkma yasağı konuldu.
Did Tom say why he wanted to quit?
- Tom neden işten çıkmak istediğini söyledi mi?
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
This car has enough power to go up the mountain easily.
- Bu araba kolayca dağa çıkmak için yeterli güce sahiptir.
The lid doesn't want to come off.
- Kapak çıkmak istemiyor.
I think it wouldn't be too hard to come up with a better system.
- Sanırım daha iyi bir sistemle ortaya çıkmak çok zor olmazdı.
They wanted to escape on vacation.
- Tatile çıkmak istediler.
In the early afternoon, Tom decided that he just had to get out of the house.
- Tom öğleden sonra sadece evden çıkmak zorunda olduğuna karar verdi.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
Sami wanted to move out.
- Sami dışarı çıkmak istiyordu.
There are two things you never turn down: sex and appearing on television.
- Asla reddedemeyeceğin iki şey vardır, seks ve televizyona çıkmak.
I went for a walk after breakfast.
- Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktım.
He took a walk before breakfast.
- O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı.
They wanted to escape on vacation.
- Tatile çıkmak istediler.
Tom pointed to the fire escape.
- Tom yangın çıkışını işaret etti.
The lid doesn't want to come off.
- Kapak çıkmak istemiyor.
You have to come out of there.
- Oradan çıkmak zorundasın.
Tom had always wanted to climb Mt. Fuji, but until now, had not found the time to do so.
- Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.
Tom hates climbing ladders.
- Tom merdiven çıkmaktan nefret eder.
The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve.
- Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.
Please use this exit when there is a fire.
- Bir yangın olduğunda, lütfen bu çıkışı kullanın.
The argument quickly got out of control.
- Tartışma hızla kontrolden çıktı.
Tom got out of cleaning the bathroom.
- Tom banyoyu temizlemekten çıktı.
Dan exited the train station at seven thirty.
- Dan 7.30'da tren istasyonundan çıktı.
The old woman exited the bus.
- Yaşlı kadın otobüsten çıktı.
I wish you would shut the door when you go out.
- Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
I can't go out because I have a lot of homework.
- Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
Where is the emergency exit?
- Acil çıkış kapısı nerede?
Russia had emerged as a second superpower.
- Rusya ikinci bir süper güç olarak ortaya çıkmıştı.
I couldn't get out of my garage because there was a car in the way.
- Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.
They'll get out of class in forty minutes.
- Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar.
Would you like to come out and play?
- Oyun oynamak için dışarı çıkmak ister misin?
You have to come out of there.
- Oradan çıkmak zorundasın.
Tom wanted to go out to get something to eat.
- Tom yiyecek bir şey almak için dışarıya çıkmak istedi.
Tom wants to go out to get something to eat.
- Tom yiyecek bir şey almak için dışarı çıkmak istiyor.
I don't want to go upstairs alone in the dark.
- Karanlıkta yalnız başına yukarı çıkmak istemiyorum.
We had to go up and down the slopes.
- Biz yamaçlardan çıkmak ve inmek zorundaydık.
I want to get away for the weekend.
- Hafta sonu için çıkmak istiyorum.
At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
- Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
His sudden appearance surprised us all.
- Onun aniden ortaya çıkması hepimizi şaşırttı.
I was surprised by his sudden appearance.
- Aniden ortaya çıkmasına şaşırdım.
When will you start getting ready to leave?
- Ne zaman yola çıkmak için hazırlanmaya başlayacaksın?
Tom couldn't quite make out what the sign said.
- Tom işaretin ne anlama geldiğini tam olarak çıkaramadı.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
Benimle flört etmek ister misin?
- Benimle çıkmak ister misin?