I left home without having breakfast yesterday.
- Ben dün kahvaltı etmeden evden çıktım.
I went for a walk after breakfast.
- Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktım.
They wanted to escape on vacation.
- Tatile çıkmak istediler.
Her name often escapes me.
- Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.
Everybody in the building headed for the exits at the same time.
- Binadaki herkes aynı anda çıkışa yöneldi.
Where is the emergency exit?
- Acil çıkış kapısı nerede?
The argument quickly got out of control.
- Tartışma hızla kontrolden çıktı.
When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet.
- Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.
Tom exited the tunnel at 80 miles an hour.
- Tom saatte 80 mil hızla tünelden çıktı.
Dan exited the train station at seven thirty.
- Dan 7.30'da tren istasyonundan çıktı.
Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
- Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
I can't go out because I have a lot of homework.
- Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
Russia had emerged as a second superpower.
- Rusya ikinci bir süper güç olarak ortaya çıkmıştı.
Where is the emergency exit?
- Acil çıkış kapısı nerede?
By the time you get out of prison, she'll have been married.
- Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
They'll get out of class in forty minutes.
- Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar.
Tom couldn't quite make out what the sign said.
- Tom işaretin ne anlama geldiğini tam olarak çıkaramadı.
Jane is very content with her job and has no desire to quit it.
- Jane işinden çok memnun ve çıkma arzusu yok.