Fadil murdered Layla for profit.
- Fadıl çıkar için Leyla'yı öldürdü.
The business owner wants to maximize profit.
- İşletme sahibi kârı maksimuma çıkarmak istiyor.
You should work in the interests of humanity.
- İnsanlığın çıkarları için çalışmalısın.
They had been working together for common interests.
- Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.
But I had another advantage in it.
- Ama ondan başka bir çıkarım vardı.
Think of number one and do what is best for yourself!
- Kendi çıkarını düşün ve senin için en iyi olanı yap!
Nike has just released a pair of self-lacing shoes.
- Nike az önce kendi kendine yapışan ayakkabıları çıkardı.
Tom took out his cell phone so that he could take a selfie.
- Tom bir özçekim çekebilmek için cep telefonunu çıkardı.
I need to find a way out.
- Bir çıkar yol bulmam lâzım.
It is imperative that we find another way out of this situation.
- Bu duruma başka bir çıkar yol bulmamız şart.