Tom became tired of always having to pay the bill every time he went out with Mary.
- Tom, Mary ile birlikte her çıkışında her zaman hesabı ödemek zorunda kalmaktan usandı.
We are groping for a way out of the present situation.
- Şimdiki durumdan bir çıkış yolu arıyoruz.
Everybody in the building headed for the exits at the same time.
- Binadaki herkes aynı anda çıkışa yöneldi.
The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve.
- Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.
He saw suicide as the only way out.
- İntiharı tek çıkış yolu olarak gördü.
I need to find a way out of this problem.
- Bu sorundan bir çıkış yolu bulmam gerek.
Tom pointed to the fire escape.
- Tom yangın çıkışını işaret etti.
She is booming as a singer.
- O, şarkıcı olarak çıkış yapıyor.
The industry has seen many booms and busts in the past.
- Sanayi geçmişte birçok iniş ve çıkışları gördü.
This sewage outlet is no longer in use.
- Bu kanalizasyon çıkışı artık kullanılmıyor.
My creativity finds an outlet through learning modern languages.
- Yaratıcılığım modern dilleri öğrenerek bir çıkış noktası buluyor.