The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content.
- IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.
If there's no solution, then there's no problem.
- Bir çözüm yoksa, öyleyse hiçbir sorun yok.
Could you help us find a solution to the problem?
- Soruna bir çözüm bulmak için bize yardım eder misiniz?
I cannot find a solution. Help me.
- Bir çözüm bulamıyorum. Bana yardım et.
I think we can work something out.
- Sanırım bir şeyin çözümünü bulabiliriz.
I'm trying to figure out a solution.
- Bir çözüm bulmaya çalışıyorum.
A resolution to the problem was more difficult than we anticipated.
- Sorunun çözümü beklediğimizden daha zordu.
The resolution to the problem was close at hand.
- Problemin çözümü elinizin altındaydı.
He had no difficulty in solving the problem.
- Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
Tom is very good at problem solving.
- Tom problem çözümünde çok iyidir.
This is a recipe for disaster.
- Bu, felaket için bir çözümdür.
Is there any home remedy for dust mites?
- Toz akarları için hiç ev çözümü var mı?
Tea tree oil is a natural remedy that can be used to treat acne.
- Çay ağacı yağı akneyi tedavi etmek için kullanılabilen doğal bir çözümdür.
There seemed to be no answer to the problem.
- Problemin çözümü yok gibiydi.
You should leave the answer blank if you don't know the solution.
- Çözümü bilmiyorsan cevabı boş bırakmalısın.